Gazeteciliğin Google bağımlılığı
Kötü içerik ile trafik alırken iyi, algoritma değişince kötü. Kazanın doğurduğuna inanan ama öldüğüne inanmayanlar için pazarlamada müşteri ve son kullanıcı ayrımı.

Bazı iş modellerinde son kullanıcı ile müşteri aynı değildir. Bu çok doğal olarak pazarlama bakış açısını değiştirir. Basit örneklerden gidelim, örneğin özel üniversiteler. Son kullanıcı çocuk iken, müşteri ebeveynlerdir. İki grubun okuldan ihtiyaç ve beklentileri farklıdır. Birisi kampüs ortamı, şehir merkezine yakınlık, belki de lise arkadaşlarının tercih ettiği okulu ister, diğeri diploması daha değerli olanı, daha ucuz olanı ya da ödeme koşulları daha iyi olanı.
Hızlı tüketim ürünleri için de pek farkında olmasak da benzer bir durum var. Biz marketin, market de üreticinin müşterisi. Üretici açısından bakınca biz son kullanıcı gibiyiz. Bu yüzden genelde bu tarz şirketlerde ticari pazarlama ve marka ekipleri ayrı ayrı çalışırlar. Marka bilinirliği ve reklam ürünlere talep yaratmak için kullanılır, direk üreticiye müşteri olmanız için değil.

İster gazete olun ister YouTuber, dijital içerik üreticileri için de benzer bir durum var. Eğer kendi gelir modelinizi oluşturup abonelik, bağış gibi yöntemlere sahip değilseniz reklam veren müşteriniz, okuyucu ya da izleyici de son kullanıcınız oluyor. "Bir ürüne para vermiyorsanız ürün sizsiniz" lafı buradan geliyor. Online içerik üreticileri için kısmen doğru ama siz ürün değil trafiksiniz. Ürün hala içerik. Yukarıdaki reklamlar arasında okuyabilirseniz. 😄
İçerik üretme işini bir holding, bir patron altında yapıyorsanız son kullanıcınız aynı ama müşteriniz değişti. Özellikle medya ve gazetecilik gibi faaliyetlerin okuyucu değil de bu yeni müşteriyi memnun etmesi, onun çıkarları doğrultusunda içerik üretmesi şaşırtıcı değil.
Problem bence bu noktada başlıyor. Piyasa matematiği basit. İçeriğinizin müşterisi, alıcısı yoksa (okuyucu), yarattığınız değerin bedelini kimse ödemiyor ise bu ürünü üretmek ticari olarak doğru bir karar değil. Ticari olmayan kararlar alınabilir mi? Hep rasyonel miyiz? Bedeli biz ödemeye karar verebiliriz örneğin. Olabilir mi olabilir. (Bkz: Buraksu.com) Sürdürülebilir mi? Bir yere kadar belki. Sonrasında zor.
Bu şartlar altında iş dönüp dolaşıp ürünü tüketecek okuyuculara reklam göstermeye geliyor. Gelir reklam olduğunda odaklanılan şey artık içerik kalitesi değil, site ziyareti, sayfa gösterimi, tıklama gibi metrikler olmaya başlıyor çok doğal olarak.
Daha az ve kaliteli içerik üretmek yerine daha çok ve ucuz içerik üretmek, buradan bir ziyaretçi yaratmak yeni iş modeliniz oluyor. Modelin diğer bacağında da ziyaretçinin geldiği sayfaya bir çuval reklam yığmak var. Ne kadar çok reklam varsa o kadar tıklanma şansı, o kadar gelir. Okuyucu için kaliteli içerik? Peki kullanıcı deneyimi? Ara ki bulasın.

Çok idealist bir şekilde yola çıksanız da 'kaliteli içeriğin bedelini ödeyen' birisi olmadığında Google arama trafiğinden web sitesini beslediğiniz, içeriğin önemli olmadığı bir bağımlılık doğuyor. Bu bağımlılık sebebi ile de rekabet avantajınız SEO sonuçlarını manipüle etmeye dönüşüyor. Siteye trafik gelsin de nasıl gelirse gelsin. Çöp içerikten geçilmiyor arama sonuçları. Rezillik.
Siz kullanıcı deneyimine önem vermiyorsunuz ama Google veriyor. Bu çöp içerikler sebebi ile insanların aradığına ulaşamadığını Google dert ediyor. Biliyor ki bu tarz sonuçları listelerse son kullanıcılar ürünü bırakacak, alternatif arayacak.
Uzun vadede müşterileri (reklam verenler) daha az reklam gösterecek, daha kötü hedefleme yapacak, daha az tıklanacak. Algoritma değişikliğine gidiyor. Kullanıcılardan da "yetmez ama evet" tepkisi alıyor bu değişiklikler. Devam ediyor. Sitelerde trafikler azalıyor ve her bağımlı gibi yoksunluk sendromu başlıyor.
Sonrası, Google reklamlarını üzerimize boca eden çeşitli yayıncılardan protesto açıklamaları. Bu açıklamalara gelen tepkileri burada toplamıştım. Herkes bu "kuyruğunu kovalayan köpek" hikayesine tepkili. Mecraların bulduğu çözüm 'bağımlılığa devam'. Saçmalık.
Çözüm?
Kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve okuyucuyu, izleyiciyi müşteriye dönüştürmek. Zor mu? Çok zor. Zamanında düğmeyi doğru iliklememenin bedeli bugün acı bir reçete içmek. Gerisi iyileşmek için zaman.