Pazar akşamından merhaba!
Kafam artık karışık değil. Çiçek gibi, pırıl pırıl.

Lütfen alıcılarınızın ayarları ile oynamayın. Keyifli okumalar.
Zorlu bir kaç hafta sonrası, arada yazamayarak ve arada yazarak karşınızdayım. Önce annem ile ilgili küçük bir güncelleme. Kendisi geyet iyi. Artık bastonla yürüyebiliyor ve bana ihtiyaç duymadan hayatına devam edebiliyor. Yaklaşık 20 günlük mesaim Cuma itibari ile sona erdi. Bu 20 gün içinde bir şekilde yazmaya zaman bulabildim. Ama istediğim kadar değil.
Diğer yandan da en son size “kafam karışık” dediğimden beri netleştim. Güzel bir kategorizasyon oluşturdum sitede. Yeni newsletter yapıları falan. Azıcık uğraştırdı bu sınırlarını belirleme ve çizme işi. Kafamda oturması zaman aldı, uygulanmaya geçmesi de ekstra zaman aldı. Bir de 2 gündür pestilim çıkmış vaziyette idim. Elim de hiç gitmedi.
Neden pestilim çıktı? Çünkü bahçeye daldım Cuma günü. Hatta biraz öncesi de var. Aysel’e doğum günü sürprizi yapmak için Çarşamba İzmir’e geldim. Ödemiş’e tekrar dönmeden bahçe için mıcır aldım. Çuvallarla geldi. Ben ve Salih indirdik hepsini. Bileğimi incittim bu iş sırasında. Hala ampül takma hareketini yapamıyor durumdayım. (Kesinlikle siyasi bir mesaj değil.)
Üstüne Cuma anneyi hastaneye götürdüm. Eve geldim. Bahçeye giriştim. Tüm ağaçları budadım. Budadım derken bileğim kadar kalın bir sürü dal falan. Hepsini Salih ve Barış ile toparladık. Tüm bahçenin toprak işlerini çözdük. Temizliğini hallettik. Mıcır döktük. Üstüne bir de tazzikli su ile yıkadık her yeri. 4 saat falan sürdü. Sakat bilekle öldüm resmen. Ertesi gün yürüyemiyordum ağrıdan. Yazı işleri de bahçeyi bekledi. 🙂
Hala kollarım ağrıyor. Bileğimde geçmedi. :/ Dolayısıyla siteye ancak cumartesi gecesi bakabildim. Bir de bugün gündüz biraz. Ama pırıl pırıl oldu.
Bundan sonra salı ve perşembeleri iki tane ücretsiz yazı yayınlamayı planlıyorum. Her pazar da bir tane profesyoneller için ücretli yazı. Bunlara ek olarak da düzensiz iki bülten daha var. Bir tanesi şu an yazdığım sevgili günlük. Diğeri ise “daha iyi olmak mümkün.” Bir de SM yi çok ihmal ettim son aylarda. Düzenli SM ye de ek içerik üretmeyi planlıyorum. Planlama güzel, icraat? Göreceğiz. 🙂
Bu değişikliklerin sebebini yazmadığımı fark ettim. Bir paradigma değişikliği tüm bunların sebebi. Annemin ameliyatı süresince yazı sıklığı azalacaktı mecburen. Bir süredir kafamda dönen şeyleri somutlaştırma imkanı tanıdı bana da bu azalma.
Pazarlamaya hep ilgi duydum. Reklamcı olmayı planlamıyordum ama bir şekilde hayat beni bu yöne itti. Merakım ve işim bir araya gelince de pazarlama benim için dünyayı, insanı ve davranışını anlamaya yarayan bir araca dönüştü. Daha iyi pazarlama yapabilmek için farklı bir sürü disiplinden farklı bir sürü şeyi okudum. Zaten generalisttim, daha da generalist oldum mesleğim sayesinde. Sağda solda “pazarlama modern zamanların felsefesi” diye atıp tuttuğum bile oldu. Biraz abartmış olabilirim. klsdşfksdlfsd.
Pazarlama benim çekicim oldu zamanla. Her yerde, her konuda pazarlama ile ilgili şeyler görmeye başladım bir ara. Görmek demeyeyim de her şeyi ona bağlamaya başladı zihnim. Bir yandan da bolca neden sorusu vardı kafamda. Bazı ürünlerin, fikirlerin, ideolojilerin, insanların yayıldığı ve başarılı olduğu ile neden olmadığı sorusunu her geçen gün daha çok sormaya başladım. Komplo teorilerinin yayılma başarısı mesela. Aşı karşıtlığı, düz dünyacılık… Ya da siyaset? Neden bir aday kazanırken diğeri kaybeder? Bunlara hep pazarlama ile cevap vermeye başladım. Sonra da bunları yazmaya.
Zamanla daha iyi pazarlama yapmak fikri zihnime yerleşti. Daha iyi pazarlama ile sadece ürün satılmaz. İyilik de pazarlanabilir. İnsanlar değişir, kültür değişir. Daha iyi pazarlama yapmak daha fazla ekonomik kazanç getirir, daha çok istihdam yaratır, daha çok katma değer üretilir. Daha iyi pazarlama ile daha iyi bir ülke yaratılabilir. Abarttığımı düşünebilirsiniz ya da fazla iyimser bulabilirsiniz. Belki de haklısınız. Pazarlama tutkum belki de sağlıklı düşünmeme engel oluyordur. Bilmiyorum.
Bildiğim şey insanların, özellikle de girişimcilerin ve genç profesyonellerin pazarlama bilmeye her geçen gün daha çok ihtiyaç duyması. Fikirlerin yayılması, ürünleşmesi, satışa dönüşmesi bir süreç. Bu sürecin her adımında pazarlamayı bilmek önemli. Ürünü satmak için, yatırımcı bulmak için, işe girmek için, eserini kitlelere ulaştırmak için hiç fark etmiyor, pazarlama bilmek avantaj. Ben şanslıyım, çünkü yıllarca biriktirdim. Ama herkes pazarlama bilmiyor.
Paradigma değişimi bu noktada başlıyor benim açımdan. Ben hep yazmak istediğimi yazdım. Bazen teknoloji, bazen pazarlama, bazen müzede geçen bir hikaye. Yazma konusunda beni heyecanlandıran her şeyi denemeye çalıştım ve buna devam edeceğim. Ama bir yandan da okuyucu var. Onun beklentileri var. Hadi beklenti neyse de ihtiyacı var. Pazarlama konusunda daha düzenli ve profesyonellere yönelik yazmanın gerekli olduğunu düşünüyorum artık. Bildiklerim, biriktirdiklerim yazınca kaybolmuyor. Hatta bazen yazarken ben de öğreniyorum yeni şeyler. Şu an ki gibi aklıma geleni yazmak kolaylık bir yandan. Azıcık odaklanalım dedim. Paradigma değişikliği dediğim şey “herkes için pazarlama yazmak”. Sebebi de çok açık “Daha iyi pazarlama yapmak mümkün.”
Bu düzenli yazma muhabbeti de tam olarak buradan geliyor. Yazmak istediğim şeyleri yazmaya devam ama azıcık da sıkıya gelip daha pratik faydası olacak içerikler üretmek lazım. Birazcık disipline olmanın zararı yok, faydası çok.
Yine daldan dala bir yazı oldu. İçimi döktüm rahatladım. Bu akşam huzurla yatabiliirim. İyi geceler. 🙂
🚀 İlgini çeken bültenlere ücretsiz kayıt olabilir
🎉 ya da profesyonellere yönelik ücretli bültenlere abone olabilirsin.