Picasso'dan öğrendiklerim: "Cilala, Parlat; Yorumla, Yarat"
Geçen yılın son ayları Portekiz ve İspanya'da bolca zaman geçirdim. Barselona'daki Picasso Müzesinden çıkarken Sensei Miyagi'nin "Cilala, parlat" repliği kafamın içinde yankılanıyordu.

Başlığı gören ve Karate Kid filmini izleyen herkesin biraz gülümsediğine eminim. 3 filmden oluşan seri, ikonik sahneleri ile 80’lerin çocuklarının üzerinde unutulmaz izler bırakmıştı. Bilmeyenler için ya da özleyenler için filmden bir kesiti link olarak bırakayım ve zamanı olmayanlar için bir paragraf özet geçeyim isterim.
Bay Miyagi’nin karate eğitimi, kapalı bir salonda değil, hayatın içerisinde bol tekrarlı bir öğrenme sürecidir. Çekirge’nin ustasından ilk öğreneceği şey “cilala, parlat”tır. (Wax on, wax off) Arabayı cilayarak başladığı eğitimine, yerleri zımparalayarak, çitleri boyayarak devam eder çekirgemiz. Aynı hareketleri defalarca tekrarlar. 4. günün sonunda Bay Miyagi’ye yeter yahu tüm evin onarımını bana yaptırdın dediğin Miyagi hareketleri tekrarlatır ve çekirgeye vurmak için hamle yapar. Geçmiş günlerdeki tekrarların sonucu refleks olarak kendini savunur ve karate konusunda farkında olmadan ilerlediğini fark eder.
Karate Kid izleyip ilkokulda “Kartal vuruşu” yaptığımız 80’lerin büyülü dünyasından sizi Aralık 2022’nin ilk günlerine davet etmek isterim. Barcelona seyahatimizin 10. günündeyiz. Günün planı Arc de Triomf’dan başlayarak önce Parc de la Ciutadella ve sonrasında La Ribera sokaklarında dolaşmak. Planladığımız rotayı aşağıda sizinle paylaşıyorum. Tüm tatil planımızı da gün gün linkten inceleyebilirsiniz.

Ilık bir bahar havası var. Güneşli havanın güzelliğinin de etkisi ile saat bire kadar oyalandığımız Ciutadella Parkından yürüyerek eski pazar yeri Mercat Del Born’u ziyaret ediyoruz. Sonrasında ana kapısına sırtımızı verip Santa Maria del Mar Kilisesine doğru yürüyoruz. Kilisenin arka kapısını kesen sokak şehrin etnoloji müzesinin de bulunduğu sokak. Hemen sağımızda “mutlaka gitmeliyiz” listemizin başında yer alan mekanlardan bir tanesi “Picasso Müzesi.” Müthiş bir deneyim bizi bekliyor.
Ama hemen Picasso müzesine girip kronolojik olarak ilerleyen Picasso’nun eserleri arasında dolaşırken şaşırdığımı itiraf etmeme izin verin. Kafamdaki Picasso eserleri ile aşağıdaki eserlerin hiçbir alakası yoktu.

Yukarıda gördüğüm resimler öğrencilik yıllarında, eğitimi sırasında yaptığı resimler imiş. Klasiklerin tekrarı gibi gözüken bu eserler hiç bir orijinallik içermiyordu. Aynı teknikle tekrar tekrar çizilmiş, rönesanstan beri yinelenen temalar ve Picasso evreni ile benim bir türlü alakasını kuramadığım eserler. İlk birkaç salonu geçtikten sonra, tekrar eden bu tarz klasik resimlerin yanında, aşağıdaki gibi yeni denemeleri görmeye başladım.
